Ruhsal açıdan güçlü insanların sağlıklı birtakım tutum ve yaklaşımları
• Kendileri için üzülüp durmak ve yerinmek için hiç zaman harcamazlar. İçinde bulundukları koşullar ve başkalarının onlara nasıl davrandığı ile ilgili olarak üzülüp ya da kaygılanıp durmazlar. Yaşamdaki konumları ve duruşları ile ilgili olarak sorumluluk alırlar. Yaşamın öyle kolay ve eşitlikçi (adil) olmayabileceği gerçeğini kavramışlardır.
• Dünyanın kendilerine bir borcu olmadığını bilirler. Başkalarının kendilerine bakmak ve iyi davranmak zorunda olmadığını ve dünyanın, her ne istiyorlarsa, bunu onlara vermek zorunda olmadığını çok iyi bilirler. Ancak karşılarına çıkan fırsatları çok iyi değerlendirirler, çünkü bu fırsatları görüp değerlendirebilecek bir donanıma sahiptirler.
• Gücü kendilerinden alırlar ve gücü hiçbir zaman elden bırakmazlar. Bir başkasının ya da başkalarının, kendileri üzerinde güç sahibi olmasına izin vermezler. Yaşadıkları duyguların kendi denetimlerinde olduğunun ayrımındadırlar ve istenmedik durumlar karşısında gösterecekleri tepkinin nasıl olacağını ancak kendilerinin belirleyebileceğini çok iyi bilirler. Kendileri buna izin vermedikçe, kimsenin kendilerini kötü hissettiremeyeceğinin ayrımındadırlar.
• Kendilerini geliştirmekten, gerekli ise, tutum ve davranışlarını değiştirmekten çekinmezler. Yaşama karşı esnek bir tutum sergilerler; gerektiğinde, kendilerinde ve yaşamlarında olumlu birtakım değişiklikler yaparlar. Değişmenin kaçınılmaz olduğunu bilirler ve değişmeye uyum sağlayabileceklerine inanırlar.
• Denetimleri dışında kalan alanlar için bir uğraş içine girmezler. Değiştiremeyecekleri gerçekleri olduğu gibi kabul edip, “Değil mi ki öyle…” diyerek yollarını sürdürürler ve yalnızca denetleyebildikleri durumlara odaklanırlar. Kimi zaman, denetleyebilecekleri tek etkenin kendi tutumları olduğunu iyi bilirler.
• Rahatlık alanlarının dışına çıkıp atılım yapmayı ve yeni birtakım girişimlerde bulunmayı göze alabilirler. Önemli bir karar vermeden önce, verecekleri kararın getiri ve götürülerini tartarlar, artı ve eksilerini iyi değerlendirirler. Bir yola çıkmadan önce, başlarına gelebilecek olası tersliklere karşı hazırlıklı olurlar ve gereken önlemleri alırlar; ancak olası güçlükler hiçbir zaman onları yollarından alıkoyamaz. Herhangi bir engeli olmayan bir yol bulmuşlarsa, büyük bir olasılıkla, bu yolun onları bir yere götürmeyeceğini; herhangi bir sorunla karşılaşmamışlarsa yanlış yolda olduklarını anlarlar. Engellerin yolu tıkadığını değil, yolun kendisi olduğunu bilirler.
• Geçmişe takılı kalmazlar ve sık sık “Keşke…” diyerek, geçmişin, olduğundan daha değişik olması gerektiği düşüncesine takılıp kalmazlar. Geçmişteki olumsuz yaşantılarını birer öğrenme yaşantısı, aldıkları bir ders olarak görürler. Geriye gidip geçmişi değiştiremeyeceklerini, ancak geçmişlerine yeni bir bakış açısıyla bakabileceklerini bilirler. Yaşadıkları olumsuz yaşantıları yeniden yeniden yaşamazlar. An’ı yaşarlar ve geleceği tasarlarlar.
• Benzer bir yanlışı yeniden yeniden yapmazlar. Yaptıkları davranışların sorumluluğunu alırlar ve geçmiş yanlışlarından ders çıkarmışlardır. Dolayısıyla benzer bir yanlışı yinelemezler ve gelecek için daha iyi kararlar almaya başlamışlardır.
• Gösterdikleri bir başarısızlık karşısında hemen yılmazlar. Gösterdikleri başarısızlığı bir vazgeçme nedeni olarak görmezler, tam tersine kendilerini geliştirmeleri için bir fırsat olarak değerlendirirler. Başarana dek çalışır ve çabalarlar. Kazanan kişilerin, yitirenlerden önemli bir farkının, yeniden denemek olduğunu iyi bilirler.
• Herkesi mutlu etmek gibi bir yükümlülüklerinin olmadığının ayrımındadırlar. Gerektiğinde “Hayır!” demeyi bilirler ve haklarını sonuna dek savunabilirler. İnsanlara karşı incelikli ve eşitlikçi davranmak isterler, ancak gösterdikleri davranışlarla bir başkasını mutlu edemediklerinde, bu durumun da üstesinden gelebilirler.
• Başkalarının başarılarını övgüyle karşılayabilir ve alkışlayabilirler. Başarılarından ötürü başkalarını kıskanmazlar. Başarının bir şans olmaktan çok, çalışmayla elde edilebileceği gerçeğini çok iyi bilirler ve başarı göstermek için büyük bir çaba gösterirler.
• Tek başına zaman geçirmekten çekinmezler ve yalnız başlarına kalabilirler. Kendi düşünceleriyle baş başa kalmaktan korkmazlar ve bu gibi zamanları daha verimli ve daha üretken olmak için kullanmaya çalışırlar. Başkalarına bağımlı değildirler ve kendileriyle arkadaş olmaktan mutludurlar. Kendisiyle barışık olmayanların, dünyanın geri kalanıyla savaş içinde olduğunu bilirler.
• Çabalarının hemen bir sonuç vermeyebileceğini çok iyi bilirler ve hızlı bir sonuç elde etme beklentisi içinde değildirler, sabretmeyi bilirler. Gerçek başarının zaman alacağının ayrımındadırlar.