Cesaret
Siz de, diğer birçok insan gibi, yürekli (cesur) olmayı, korkusuz olmakla eşdeğer olarak görüyor olabilirsiniz; ancak bu, yanlış bir çıkarım olur. Yüreklilik (cesaret), gerçekte, korku duyuyor olmaya karşın eyleme geçebilmektir. Korkularınızla boğuşuyorsanız ve daha yürekli olmak istiyorsanız, “yüreklilik kasları”nızı güçlendirmenin değişik birtakım yolları vardır. Daha yürekli olmanız, göze almanız gereken durumlara daha iyi tepki vermenizi sağlar. Ancak, korkularınızın üstesinden gelmeniz için çaba göstermeniz gerekir. Yüreklilik, içinde bulunulan durumları iyi değerlendirmeyi, başa gelebilecekleri ve olası kazanımları öngörmeyi ve kaçınılmaz olarak duyulan korkuya karşın eyleme geçebilmeyi gerektirir.Yürekli olmak, size, sizin için önemli birtakım hedeflerin ardına düşme gücü verir. Ayrıca özgüveninizi artırır ve baş etme becerilerinize güvenmenizi sağlar. Korku duymak, bir anlamda sağlıklı bir duygudur; çünkü kişinin bir an için durmasını ve başına gelebilecekleri doğru değerlendirmesini sağlar. Korku duyduğunuzda, kendinizi, yenilgiye uğramış gibi ya da korkak biriymiş gibi hissetmemeniz gerekir. Yürekli olmak demek, korku duymanıza karşın eyleme geçebilmek demektir. Ayrıca, korkularınızla ne denli yüzleşebilirseniz, o denli yürekli tepki gösterirsiniz.
Yürekliliğin diğer birtakım yararları da şunlardır:
• Korku duyuyorken yürekli olabilmek, kendinize güven duymanızı sağlar.
• Yürekli olmak, yaşama daha değişik bir bakış açısından bakmanızı sağlar.
• Rahatlık alanından çıkmanız ve daha yürekli olmanız, çok yönlü olmanızı ve yaşam deneyimlerinizi artırmanızı sağlar.
• Yürekli olmak sizi daha başarılı bir insan yapar, çünkü düşlerinizin ardında koşmanızı ve karşınıza çıkan fırsatları daha iyi değerlendirmenizi sağlar.
• Yürekli olmayı önemsemeniz ve bunu yaşama geçirmeniz, mutluluk algınızı artırır. Korku duymak sizi durağanlığa itebilir. Korkunuzu doğru değerlendiremeyecek olursanız, yaşadığınız korku, sizi amaçlarınıza ulaşmaktan alıkoyabilir ve karşınıza çıkan fırsatları değerlendirmenizi engeller.
Yaşamınızda, biraz daha yürekli olmanızı gerektiren sayısız alan vardır. İnsanlar, çoğu zaman, yürekli ya da korkak olarak dünyaya geldiklerini düşünme eğiliminde olurlar. Kimi insanların doğuştan biraz daha yürekli oldukları bir gerçek ise de, böyle bir nitelikle doğmamış olanlar için her şey bitmiş demek değildir. Herkes, doğru bir yaklaşımla, biraz çalışıp çabalayarak, daha yürekli olabilir.Bir yandan da, korkunun kötü bir şey olmadığını bilmek gerekir. Korku, birçok bakımdan sağlıklıdır. Başa gelebileceklerin doğru değerlendirilmesini sağlayacağı gibi, nasıl bir kişi olduğunuzu, nelerden ve neden korku duyabileceğinizi ve ne’yin sizi eyleme geçmekten alıkoyduğunu anlamanızı sağlar. Korkunuzu adlandırabilecek olursanız ve neden böyle bir korku duyduğunuzu anlarsanız, bununla nasıl baş edebileceğinizi ya da böyle bir korku duymanıza karşın nasıl daha yürekli olabileceğinizi bulabilirsiniz.Yapılan araştırmalar, duygularınızı sözcüklere dökmenin, korku duymanız karşısında vereceğiniz olumsuz tepkilere gem vurmanıza yardımcı olabileceğini göstermiştir. Dahası, korkularınızı dile getirmek sizi daha yetersiz kılmaz. Tam tersine, daha yürekli yapar. Duyarlı ve kırılgan olduğunuz alanları kabul etmek öyle kolay değildir. Dolayısıyla, korkularınızın neler olduğunu tanımlayabilirseniz, yürekli olmaya bir adım daha yaklaşmış olursunuz.Sonuç olarak, korkunuzu küçümsemek ya da böyle bir korkunuz olduğunu yadsımak yerine, ne’yin sizi durdurduğunu bilmenizde yarar vardır. Korkunuzun ne olduğunu bir yere yazarak ya da size destek olan bir kişiyle paylaşarak, daha yürekli olma yolunda kendinizi daha güçlendirmiş olursunuz. Yürekli olabilmek için, hangi alanlarda iyi olduğunuzu ve başarı gösterdiğinizi belirleyerek işe başlayabilirsiniz. Yapılan çalışmalar, güçlü olduğu yanları bilen ve bunları daha da geliştirmeye çalışanların, daha mutlu olduklarını, daha az çökkünlüğe uğradıklarını ve ruhsal açıdan daha dayanıklı olduklarını göstermiştir. Ayrıca, hangi alanlarda iyi olduğunu bilmek, kendinize olan güveninizi de artırır, böylece eyleme geçmeyi göze alabilir ve daha yürekli olabilirsiniz. Baş etme becerilerinize güvenirseniz, karşınıza çıkan fırsatları çok daha iyi değerlendirebilirsiniz. Konu, yürekli olmak olunca, yalnızca olabileceğin en kötüsünü değil, eyleme geçmezseniz neler olabileceğini de göz önünde bulundurmanız gerekir. Çoğu zaman, korkunuzu yenebilmek ve yürekli olabilmek için bütün yapmanız gereken, bu iki ucu karşılaştırmaktır; çünkü genelde, eyleme geçerek edineceklerinizle karşılaştırdığınızda, olabileceğin en kötüsünün olma olasılığının çok daha düşük olduğunu göreceksiniz. Bunu yapmayı alışkanlık haline getirirseniz, korkularınızın size denetiminde tutmasına karşı bağışıklık kazanmış olursunuz. “Yüreklilik kasları”nızı güçlendirmek için, kendinizi, rahatlık alanınızın dışına çıkarmaya zorlamanız gerekir. Eyleme geçerken bir rahatsızlık duyacak olabilirsiniz, ancak kazanımlarınızı düşünecek olursanız, gösterdiğiniz çabanın buna değer olduğunu göreceksiniz. İnsanlar, kimi zaman, kendilerini bitmiş tükenmiş olarak hissettiklerinde ve artı bir eylemde bulunacak olurlarsa, bunun altından kalkamayacaklarını düşündükleri için yürekli davranamazlar. Böyle hissediyorsanız, yaşamınızda sizi geren konuları bir bir ele almalı ve gerginliğin yükünü azaltmalısınız. Bunun için, kendinize özel zaman ayırmanız, yaptığınız işlerden ve bulunduğunuz ortamdan uzaklaşmanız gerekebilir. Özellikle ilk kez böyle bir eylemde bulunuluyorsa, yürekli her eylem kutlanmalıdır. Korku duymanıza karşın bir eylemi gerçekleştirmiş olmanızdan ve gösterdiğiniz çabalardan ötürü kendinizi kutlamalısınız. Yapılan çalışmalar, küçük kazanımları için kendilerini kutlayanların, uzun erimde daha başarılı olduklarını göstermiştir. Bunun için bir günlük bile tutabilir ve başaramayacak gibi olduğunuzu düşündüğünüzde, eski başarılarınızı kendinize anımsatabilirsiniz.
Çoğu insan başarısız olmaktan korkar, bu da onların aynı yerde kalmalarına ve kendini geliştirememelerine yol açar. Ancak başarısızlık da hoşgörüyle karşılanması gereken bir durumdur. Bir de, gösterilen başarısızlıktan gereken ders çıkarılmışsa, artık o başarısızlık bile, bir başarı olmuş demektir. Başarısızlıklar, kişinin kendisini geliştirmesi için karşısına çıkmış fırsatlar olarak da görülebilir. Yeni bilgiler öğrenmenizi, yeni bir yönelim belirlemenizi ve kendinizi daha iyi tanımanızı sağlarlar. Başarısızlıklar, “dünyanın sonuymuş gibi” değil de, hoş karşılanacak birer yaşantı ya da deneyim olarak algılanırlarsa, olası olumsuzluklar göze alınarak, yeni birtakım girişimlerde bulunma yürekliliği gösterilebilir…