Ruh Sağlığı
Ruh sağlığının yerinde olmasının birtakım ölçütleri vardır. Bunlar:
• Kendine ilgi gösterme: Ruh sağlığı yerinde olan kişiler kendileriyle ilgilidirler. Önemsedikleri insanlar için özveride bulunurlar, ancak bunu kendilerini hiçe sayarak yapmazlar.
• Topluma ilgi gösterme: İnsanlar, topluma karıştıkları zaman daha mutlu olurlar. Törel (ahlaki) değerleri göz önünde bulundurmazlarsa, başkalarının haklarını da korumazlarsa, içinde yaşadıkları toplumun sağlıklı bir biçimde sürüp gitmesi için işbirliği içinde olmazlarsa, mutlu bir yaşam süremeyeceklerini bilirler. “Dürüstlük, kendimize biçtiğimiz değerdir.”
• Kendi kendini yönetip yönlendirebilme: Ruh sağlığı yerinde olan kişiler, kendi yaşamlarının sorumluluğunu taşırken, eşzamanlı olarak başkalarıyla da işbirliği içinde olmak isterler. Sürekli olarak başkalarının kendilerine dayanak olması beklentisi içinde olmazlar.
• Katlanabilme: Ruh sağlığı yerinde olan kişiler, hem kendilerine, hem de başkalarına yanlış yapma hakkı tanırlar. Kendilerinin ya da başkalarının bir davranışını beğenmeyecek olurlarsa, kendilerini ya da başkalarını yerine dibine batırmaktan kaçınırlar. Değiştirilebilecek şeyleri değiştirmeyi, değiştirilemeyecek şeyleri olduğu gibi kabul etmeyi ve bunlara katlanmayı, değiştirebilecek ya da değiştirilemeyecek olan şeyleri birbirinden ayırt edebilecek denli akıllı bir tutum izlemeyi bilirler.
• Kendini olduğu gibi kabul etme: Ruh sağlığı yerinde olan kişiler, yaşıyor olmaktan ötürü mutludurlar ve yaşam sevinci duyarlar. Kendilerine biçtikleri değeri, sağladıkları başarılara göre ya da başkalarının kendileriyle ilgili olarak ne düşündüğüne göre ölçmezler. Kendilerini herhangi bir dış koşula bağlı olarak değil, koşulsuz olarak kabul ederler ve kendilerini “derecelendirme”ye kalkmazlar. Sürekli olarak kendilerini yaşamda kanıtlamaya çalışmaktansa, yaşamdan ve yaşadıklarından sevinç duymayı öğrenmişlerdir. “Kendinizle arkadaş olursanız, hiçbir zaman yalnız kalmazsınız.”
• Esneklik gösterebilme: Ruh sağlığı yerinde olan kişiler, düşüncelerinde esnektirler, değişmeye açıktırlar. Bir inanca, bir öğretiye aşırı ölçüde bağlanıp, ondan başkasını düşünemeyen, ondan başka her öğretiye, her inanışa karşı olan, bağnaz insanlar değildirler. Kendileri ve başkaları için, hiç değişmeyecek, katı kurallar koymazlar.
• Bilimsel düşünebilme: Ruh sağlığı yerinde olan kişiler, olmayanlara göre, daha nesnel, daha gerçekçi bakış açıları olan, daha bilimsel düşünebilen kişilerdir. Derin birtakım duygular yaşayabilirler ve bu duygularına göre davranabilirler, ancak duygularını yönetme becerileri vardır.
• Belirsizlikleri ve bilinmezlikleri kabul edebilme: Ruh sağlığı yerinde olan kişiler, olasılıklar dünyasında yaşadıklarının ayrımındadırlar ve salt kesinliklerin olmadığını ve hiçbir zaman da olmayacağı gerçeğini kabul etmişlerdir. Böyle olasılıklarla dolu ve belirsizlikler taşıyan bir dünyada yaşamanın kötü olmadığını da kabul etmişlerdir. Belirli bir düzen içinde yaşamaktan mutlu olurlar, ancak geleceğin onlara ne getireceğini ya da gelecekte tam olarak ne olacağını kesin bir biçimde bilemiyor olmaktan bir rahatsızlık duymazlar.
• Yaratıcı etkinlikler içinde olma: İnsanlar, kendilerinin dışında, kendilerini unuturcasına ve kendilerinden geçercesine katıldıkları “akış” etkinliklerinden mutluluk duyarlar. Yaratıcı bir ilgi alanlarının olması, insan katılımının yüksek olduğu bir etkinlikte bulunmaları onları mutlu eder. “Akış” yaşantısı, insanların kendilerini, başka hiçbir şeyi umursamayacak denli, bir etkinliğe kaptırmaları, “kendinden geçme” yaşantıları olarak tanımlanır. Akış yaşantısı, insanların yaptıkları işi, yalnızca o işi yapma adına yapmayı sürdürdükleri zaman eriştikleri zihinsel bir durumdur. Akış yaşantısı sırasında, zaman duygusunun, saatin gerçek ilerleyişi ile ölçülen zamanla ilişkisi çok azdır.
• Göze alabilme: Ruh sağlığı yerinde olan kişiler, başaramama olasılığı olsa bile, yapmak istediklerini yapmayı göze alabilirler. Gözü kara değildirler, ancak göze alabilmeyi bilirler. Görebilmek (vizyon), göze alabilmek (risk almak) ve göğüsleyebilmenin (güçlükler karşısında yılmamak) başarılı olmanın ön koşulları olduğunu bilirler. “Engeller, gözümüzü hedeften ayırdığımız zaman gördüklerimizdir.”
• Uzun erimli bir mutluluk arayışında olma: Ruh sağlığı yerinde olan kişiler, içinde bulundukları andan zevk almayı bilirken, gelecekteki günlerden de zevk almak üzere gerekli önlemleri alırlar. Yalnızca o sırada zevk almak uğruna, geleceklerini düşünmezlik etmezler. Hem bugünü, hem de yarını düşünmek durumunda olduklarını bilirler ve yalnızca anlık doyum almaya dönük davranışlardan uzak durmaya çalışırlar.
• Yaşadığı duyguların sorumluluğunu alabilme: Ruh sağlığı yerinde olan kişiler, yaşadıkları duygulardan başkalarını sorumlu tutmazlar; bunlar için başkalarını suçlamazlar. Dünyayı değiştirmek yerine, kendi dünyalarını değiştirmenin daha doğru olduğunu bilirler. Ancak kendi tutumlarını değiştirecek olurlarsa, başkalarının kendilerine karşı olan tutumlarını değiştirebileceklerini bilirler. Oturdukları yerden başkalarının ya da dünyanın değişmesini istemenin boşuna bir çaba olduğunu bilirler.
Mutlu insanlar, yaptıklarından zevk alan, sahip olduklarıyla doyuma ulaşmış, geçmişinden sürekli pişmanlık duymayan ve geleceğe güvenle bakan insanlardır.
Mutluluk, toplumsal sıradanlığın edilgin bir parçası olmaktan çok, kendi özgünlüğümüzü ortaya koymakla, bu yolda etkin bir çaba göstererek, kendimizi gerçekleştirmekle sağlanır…