Yaşamdan Doyum Bulma
Yaşamınızdan ve yaşamaktan ne denli doyum buluyorsunuz? Yaşamınızdan yeterince doyum bulamıyorsanız neler yapmanız gerekiyor? Bunun için aşağıdaki soruları kendi kendinize sormanızda yarar var:
1. Genel mutluluk düzeyiniz nasıl? Yaşam iniş çıkışlarla doludur, kimi zaman kendimizi oldukça iyi hissedebilir, kimi zaman oldukça kötü… Ancak genel olarak baktığınızda, genel olarak mutlu musunuz, yaşamaktan doyum buluyor musunuz? Yeterince mutlu olmadığınızı düşünüyorsanız ya da yaşamdan yeterince doyum almadığınızı düşünüyorsanız, başka neler yapmanız gerektiğini düşünüyorsunuz?
2. Bugünü yeniden yaşayacak olsanız, yine aynı biçimde mi yaşardınız? Ya da geçmişten bir günü seçin. O günü yeniden yaşayacak olsaydınız, yine öyle mi yaşardınız? Yaşamazdıysanız, neden öyle yaşamazdınız? Başka nasıl yaşayabilirdiniz? Başka bir biçimde yaşamak için ne yapardınız? Bugün ya da yarın, daha değişik ne yapmayı düşünüyorsunuz?
3. Yaşamınızda sürüp giden birtakım sorunlar var mı? Bunları değiştirmek için yapmanız gereken köklü birtakım değişiklikler var mı? Bunun için ne bekliyorsunuz, ne’yi bekliyorsunuz, niye bekliyorsunuz?
4. Yakın bir ilişkiniz var mı? Kendinizi çok yakın, birlikteyken çok güvende hissettiğiniz, sizi yakından tanıyan, sizi, siz olarak kabul etmiş olan ve sizi doğru anlayan biri var mı yaşamınızda? Bu ilişki ve onunla iletişimde olmak ve iletişimde kalmak, kendinizi iyi hissettiriyor mu? Onunla içten ve derin birtakım konuşmalar yapabiliyor musunuz? Yokluğunda derin bir özlem duyuyor musunuz? Tek başınalık, yalnızlık ve anlaşıldığını düşünmemek insanı çok kötü hissettirir. Hepimizin insan ilişkisine çok gereksinimimiz vardır. İlişkinizi yüzeysellikten kurtarmak ve derinleştirmek için başka neler yapabilirsiniz? Yakın bir ilişkiniz yoksa ya da bu sorular bağlamında ilişkinizi yeterince yakın bulmuyorsanız, yakın bir ilişkinizin olabilmesi ya da sürdürdüğünüz ilişkinin daha yakın olabilmesi için başka neler yapabilirsiniz?
5. İlişkinizde denge korunuyor mu? Sürdürülen ilişkide kendini güvende hissetmek ne denli önemli ise, dengenin korunması da o denli önemlidir. Bir denge içinde yürümeyen ilişkiler eninde sonunda çökerler. Hep bir yan özveride bulunuyorsa, yükü hep tek bir yan taşıyorsa, o yan yeterince bir takdir görmüyorsa, zaman içinde bir güceniklik başlayacak ve yükü taşıyan kişi tükenecektir. İlişkilerde, sevgi duymaktan daha önemlisi, karşısındakine saygı duymaktır. İlişkide kullanılan dile özen gösterilmiyorsa, kullanılan sözcüklerin karşısındaki kişide nasıl bir etki yaratabileceğine ilişkin bir eşduyum gösterilmiyorsa, ilişki çıkmaza girebilir. Dilin kemiği yoktur, ancak bir kalbi kırmaya yetecek denli güçlüdür. Suçlayıcı bir dille yaklaşmak, karşısındakini anlamaya ve çözüm üretilmesine daha baştan engel olur. Sağlıklı bir ilişki emek ister, yürek ister, özen ister, yanların birbirlerinin değerini bilmelerini, “Her ne dersem diyeyim, her ne yaparsam yapayım zaten yanımda, yanımda olmak zorunda…” dememeyi gerektirir. Diğer yandan, yaşamınızın akışını bir başkasının belirlediğini düşünüyorsanız, kendi yaşamınızın denetimi kendi elinizde değilse, sürekli alttan almak zorunda kalıyorsanız, kendinizi kapana kısılmış gibi hisseder, kendinize yabancılaşır ve eninde sonunda bir çökkünlük yaşarsınız. İlişkiniz bir denge içinde yürüyor mu? Öyle değilse, bunun nedeni ne? Bunu, yeniden bir dengeye oturtmak için başka neler yapabilirsiniz?
6. İşinizi seviyor musunuz? İş yaşamının birçok boyutu vardır. Yalnızca karnınızı doyurmak için çalışıyor olabilirsiniz ya da işiniz yaşamınızda çok önemli bir yer tutuyor olabilir. İşiniz, toplumda bir yer edinmenizi sağlıyor olabilir, size toplumsal bir kimlik kazandırıyor olabilir, işiniz bir yaşam amacınız olabilir ya da kendinizi gerçekleştirmenizin önemli bir yolu olabilir. İş yaşamınızın sizin için ne gibi bir anlamı var? İşinizle ilgili olarak yaptıklarınızdan doyum sağlayabiliyor musunuz? Sağlayamıyorsanız, neyi daha değişik yapmanız gerekli gibi duruyor?
7. Tutkuyla bağlı olduğunuz, geleceğe ilişkin birtakım hedefleriniz var mı? Bugünden ileriye bakacak olsanız, 3, 5, 10 ya da 20 yıl sonra kendinizi nerede görüyorsunuz? Yoksa kendinizi “yuvarlanıp gidiyormuş” gibi mi hissediyorsunuz? Her ne yapıyorsanız, önünüzü görmeden, onu yapmanız sizden beklendiği için mi yapıyorsunuz? Bir an için durun, ne’yi, neden yaptığınız üzerinde yeniden bir düşünün. Geleceğinizi tasarlayın. İleriye bakabilmek için, küçük ya da büyük, kendinize somut birtakım hedefler koyun. Kendine bir hedef koymak, yaşama bir anlam katar, yaşama tutkuyla bağlanmayı sağlar ve sizi, yaşamdan sıkılmaktan ve kendini gereksiz hissetmekten kurtarır.
8. Yapacaklarınız sıralamasında neler var? Bunu düşünmek, sizi bir adım daha ileriye taşıyacaktır. Yaşamda ne gibi pişmanlıklarınız oldu? “Yaşadıklarım güzeldi” diyebilmeniz için neler yapmanız gerekiyor? Mutlu yaşlılar, geçmişte yaptıklarıyla doyum içinde olan kişilerdir. Evrendeki bütün diğer varlıklardan değişik olarak insanların özgür birtakım seçimler yapma hakları vardır. Yaşadıklarımız üzerinde bir denetimimiz olmadığı algısı içindeyken bile birtakım seçimler yapabiliriz. Seçimlerimiz sınırlı olsa bile, bunları seçmek güç olsa bile, her zaman bir seçim yapma özgürlüğümüz vardır. Nasıl yaşayacağınıza karar verin ve öyle yaşamaya çalışın, bu yaşam yalnızca sizin ve bir tekrarı olmayacak, yeniden yaşanmayacak…
9. Yaparken kendinizden geçtiğiniz bir uğraşınız ya da uğraşlarınız var mı? Bu uğraşınızla uğraşırken zaman algınızı yitiriyor ve yaptığınız işe kendinizi kaptırıyor musunuz? İşte, yaşadığınız andan en doyum bulduğunuz zamanlar, bu zamanlardır; bir akış içinde olduğunuz bu zamanlardır. Böyle zamanları nasıl artırabilirsiniz?
10. Kendinize iyi bakıyor musunuz? Size zarar veren davranışlardan ve tutumlardan uzak durmaya çalışıyor musunuz? Sağlığınıza özen gösteriyor musunuz? Dış görünüşünüzle barışık mısınız? Kendiniz olmaktan ötürü mutlu musunuz? Kendinizi koşulsuz kabul ediyor musunuz?
Özetle, “Sevdiğiniz bir işiniz, sevdiğiniz bir sevgiliniz ya da eşiniz ve gerçekleştirmek istediğiniz bir düş’ünüz” varsa yaşamdan doyum alıyorsunuz demektir… Yoksa, niye bulmaya çalışmıyorsunuz?..