Yaşam Adil Değildir
Yaşam her zaman adil değildir. Belki de bu, öğrenmemiz gereken en acı, kabullenmesi en güç olan gerçektir. Çektiğimiz acılar bize çok şey öğretir, yeter ki biz bunlardan bir şeyler öğrenmek isteyelim.
Yaşamda gerçekten başarı kazanmanın yolu, büyük ölçüde, karşılaştığımız güçlüklerle, tersliklerle, olumsuzluklarla, istenmedik durumlarla nasıl başa çıktığımıza bağlıdır. Bütün insanların başına benzer şeyler gelir. Önemli olan, bunların başımıza gelip gelmemesi değil, bunlarla nasıl yaşadığımız, bunlara nasıl tepki gösterdiğimizdir. Yaşamda başarılı olmuş insanlar, adil ve hakça olmayan durumlardan kaçmazlar. Bu durumu olduğu gibi kabul ederler (“Böyle bir durumla karşılaşmamalıydım…” içsel dayatmasında bulunmak yerine, “Değil mi ki böyle bir durumla karşılaştım…” diyerek içsel konuşmalarına başlarlar) ve bununla daha yapıcı bir biçimde baş etmeye çalışırlar. “Önemli olan iyi bir ele sahip olmak değil, kötü bir elle iyi oynamaktır.”
Ne olduğumuz, içinde bulunduğumuz koşullardan çok, bu koşullar altında nasıl karar verdiğimize ve nasıl bir seçim yaptığımıza bağlıdır. Kimi insanlar, yaşamlarının yıldızlar, burçlar, şans, alınyazısı, yazgı (kader, kötü talih) gibi kendi dışlarındaki güçlerce belirlendiğine inanırlar. Ancak bu kişilerin anlamak istemedikleri, insanların güç birtakım durumlarda kaldıklarında, bir karar verme, bir seçim yapma durumunda da kaldıklarını göremiyor olmalarıdır. Oysa kişinin daha sonra yaşayacakları, büyük ölçüde bu kararına, bu seçimine bağlı olacaktır.
Yaşam güçlüklerle doludur ve her zaman adil değildir ve bundan sonra da, belki hiçbir zaman adil olmayacaktır. Ancak bu bakış açısı, yaşam iyi değildir, ödüllendirici değildir ve bundan zevk alınamaz anlamına da gelmez ve insanların yaşamdan zevk almaları da gerekir. Yaşam güçlüklerle dolu olabilir, kimi zaman adil ve hakça davranmayabilir; ancak bütün bunlar, altından kalkılamayacak, dayanılamayacak durumlar da değildir. Ayrıca yaşamdan zevk almamayı da gerektirmezler. Gülmeyi bilin, yaşam da sizinle birlikte gülecektir…