Felsefe Bağlamında Sevgi
Sevgiyi felsefe bağlamında ele alan düşünürler, sevginin birtakım türlerinin olduğunu ileri sürmüşler:
• “Mani”, adından da anlaşılacağı üzere, abartılı ve taşkın bir sevgidir ve bir ölçüde olağandışıdır. “Seni istiyorum, ancak sana yakınlaşmaktan korkuyorum” ya da “Seni istiyorum, ancak senden nefret ediyorum” gibi deyişler buna uygun deyişlerdir. Bu tür bir sevgi, öfke patlamaları, yoğun tartışmalar, çekip gitmeler, kıskançlıklar ve barışmalarla gider.
• “Ludus”, bir sevgi oyunudur. Hoş ve sığdır. Bağlılık yoktur, ancak karşılıklı bir eğlence vardır. Eşin, eşi bulunmaz olması gerekmez. Tutkunun izleri vardır, ancak Eros’da olduğu denli yoğun değildir.
• “Pragma”, bilgiyi ve doğruyu yaşam için yalnızca bir araç olarak gören, eylemleri sonuçlarıyla, başarılarıyla değerlendirme yaklaşımına (pragmatizm, pragmacılık) dayalı bir sevgidir. Kişi, “doğru eş”in arayışı içindedir, tarama çizelgesinde yer alan her özelliği arar (evine iyi bakacak, iyi bir baba, yakışıklı, güzel vb.).
• “Eros”, yoğun, tutkulu ve birbirini yücelten bir sevgi türüdür. Eros sevgisi temelde bir istemedir. Bu tür sevgide bir güven ya da bağlılık olmadığı için, eşler birbirlerinden kuşkulanırlar, mutsuzluk ve acı yaşarlar.
• “Fili”, arkadaşlığa dayalı bir sevgidir. Eğlenceli, mutlu, paylaşmalı bir sevgidir. Sevmek demek, birinin varlığı demektir. Cinsellik ve tutku olursa da, bunlar başlıca itici güç değildirler.
• “Agape”, benliğin gözardı edildiği, verici ve daha çok karşısındakinin iyiliği için olan sevgidir. Kişi, karşısındakini kabullenir, onu korur, özveride bulunur, ancak bir karşılık beklemez (sevgi bile).