Değer Yargılarımız
Değer yargılarımız, genellikle büyüme dönemimizde içselleştirdiğimiz ya da büyüyüp, belirli bir yaşa geldikten sonra kararını verdiğimiz, çok derinlerde yatan yerleşik inançlarımızdır. Gereksinmelerimizi, değer yargılarımızdan ayırt etmemiz gerekir.
Gereksinmelerimiz doğuştan gelen özelliklerimizdir, ayrımında olmasak bile hepimizde bulunan özelliklerdir ve evrenseldirler. Oysa, değer yargılarımız öğrenilmiş ya da seçilmişlerdir, bilinç düzeyindedirler ve kişiye özgüdürler. Gereksinmelerimiz oldukça değişmezdirler, sözgelimi her gün yemek yemek isteriz ve ileride de yemek yiyeceğiz. Oysa, değer yargılarımız değişmeye açıktırlar.
Değer yargılarımız neyi neden yaptığımızın temelidir. Gereksinmelerimizi yerine getirmeye ve önceliklerimizi belirlemeye yardımcı olurlar. Her şeye eşit değer veriyor olsak, eyleme geçemezdik; çünkü nereden başlayacağımızı bilemezdik. Değer yargılarımız, özellikle, yapmaktan hoşlandığımız ya da hoşlanmadığımız şeyleri, neden yaptığımızı ya da yapmadığımızı açıklamamızda yararlı olurlar.
Evrensel olarak kabul edilebilecek 10 temel değer yargısı tanımlanmıştır. Bunlar, güç, başarı, hoşlanma, uyarılma, kendini yönlendirme, genel geçerlik, yardımseverlik, gelenek, uyum ve güvenliktir.
Genel iyilik durumu (esenlik), büyük ölçüde, yaşamda yönümüzü seçme ve bu yolda ilerleme yeterliğimize bağlıdır. Yaşamımızdaki amaçlar, yaşamımızı yönlendiren, isteklendirici (bizi motive eden) özgül nedenlerimizdir. Gereksinmelerimizle aynı şeyler değildirler, çünkü bilinç düzeyinde tasarlanırlar. Kısa erimli amaçlarımız da değildirler, çünkü yaşamımızı uzun süre yönlendirirler. Yapılan araştırmalarda, kişinin, yaşam amaçlarının ne olduğunu, neden böyle amaçlarının olduğunu ve bu amaçlarının değer yargılarına ne ölçüde karşılık geldiğini bilmesinin, yaşam niteliğini artırdığı bulunmuştur. Dolayısıyla, kişinin yaşam amaçlarıyla değer yargıları ne denli örtüşüyorsa, genel iyilik durumu o denli iyidir diye bir çıkarımda bulunulabilir.