Kişisel Gelişim
İnsanların genel iyilik durumunun, ancak kişisel gelişim (kendini geliştirme) ya da aşkınlık yoluyla sağlanabileceği düşüncesi, kabul gören bir görüştür.
Kişisel gelişim, kişinin değişmek için çalışıp çabalaması, kendini ve dünyayı daha iyi anlamaya, bir insan olarak kendini geliştirmeye ve yaşamında, kendi seçtiği alanlarda, daha iyi olmaya çalışmasıdır. Kişisel gelişimin yolu kendini gerçekleştirmekten geçer ve çaba göstermeyi, dışarıdan ya da kişinin içinden gelen engellerle baş etmeyi gerektirir. Carl Rogers, iyi bir yaşamın, bir varoluş durumu olmadığını, ancak bir süreç olduğunu söyler.
Kişisel gelişim sağlayan başlıca etkenler arasında da hoşlanma duygusunu erteleme, azim ve kararlılık ve duygularını yönetme gibi etkenler sayılmıştır. Walter Mischel’in okul öncesi çocuklarda yaptığı bir deneyde, çocuklara, önlerindeki şekeri (marşmelov) hemen yiyebilecekleri; ancak on beş dakika daha bekleyebilirlerse, kendilerine iki şeker verileceği söylenmiş. Bu deneyde, o anki hoşlanma duygusunu erteleyebilen, on beş dakika bekleyerek daha çok kazanç sağlayan çocukların, daha sonraki yaşamlarında daha başarılı oldukları gösterilmiştir.
Öte yandan, okulda ve yaşamda başarı kazanmada, azim ve kararlılığın, IQ’dan (zeka) daha önemli olduğu bulunmuştur. Kişisel gelişim için diğer önemli bir etkenin de, dürtü ve duygularını yönetebilme becerisine sahip olmak olduğu gösterilmiştir.
Aşkınlık ise, kendinden başka bir kişiye ya da bir “şey”e kendimi adama ile ilişkilidir. Kişinin yaşamında bir amaç bulması ve bu amacı doğrultusunda davranmasıdır. Bu amaç, kişinin çocukları, yaptığı işi, daha geniş anlamda, içinde yaşadığı toplum ya da içsel değerleri (maneviyat) olabilir.
Kişinin kendini geliştirmesi ve aşkınlığı, ayrı ayrı yollarda sürdürebileceği gibi, bir arada da olabilir.