Zeigarnik Etkisi
Kendinizi, bitirmediğiniz bir işi düşünürken bulduğunuz hiç oldu mu?.. Ya da bitirmeden bıraktığınız bir kitapla ilgili düşüncelerinizin zihninizde dolanıp durduğu?.. Bitirilmemiş ya da kesintiye uğramış işlerimizle ilgili düşüncelerimizi durduramamamızın bir nedeni vardır. Bitirilmemiş işleri, bitirilmiş işlere göre daha iyi anımsama eğilimine psikolojide “Zeigarnik etkisi” adı verilir.
Belirli bir işe başlar, ancak o işi bitirmezseniz; bitirilmemiş işlerle ilgili düşünceler, siz başka bir işle uğraşırken bile zihninizde beliriverir. Bu düşünceler, sizi, başladığınız işe geri dönmeye ve o işi bitirmeye zorlar. Elinizden bırakamadığınız bir kitabı sürekli düşünüyor olmanızın nedeni budur, bir bilgisayar oyununu kazanana dek oynamak istiyor olmanızın nedeni de budur. Bitirilmemiş bir iş, siz başka bir işe odaklanmaya çalışsanız bile, etkisini göstermeyi sürdürür. Dizi film yapımcıları da bu etkiden yararlanırlar. Dizinin bir bölümü biter, ancak öykü bitmez. Dizi film yapımcıları, izleyicilerini, daha çok öğrenme isteği ile baş başa bırakırlar ve Zeigarnik etkisi ile, günü gelince, televizyonlarını açmayı unutmamalarını sağlarlar.
Çok büyük bir olasılıkla, okul yıllarında da bu etki yaşanıyordur. Çalışılan konular, sınav öncesinde oldukça iyi anımsanır. Ancak sınavdan çıktıktan sonra, çalışılan konuları anımsamakta güçlük çekilir. Artık kullanmaya gereksinilmediği için, edinilmiş olan bilgiler bellekten silinir.
Bu etki, ilk kez, Rus psikolog Bluma Zeigarnik tarafından gözlenmiş ve tanımlanmıştır. Zeigarnik, Viyana’da, çok kalabalık bir restoranda otururken, garsonların ödenmemiş yemek ısmarlamalarını daha iyi anımsadıklarını gözlemiştir. Ancak, ödemeyi aldıktan sonra, ısmarlanan yemeklerle ilgili ayrıntıları anımsamakta güçlük çektiklerini görmüştür.
Daha sonra yaptığı deneylerde, deneklerden, ipe boncuk dizmeleri, yapboz yapmaları ya da bir matematik problemi çözmeleri gibi yalın birtakım işler yapmalarını istemiş. Katılımcıların yarısından, yaptıkları işi, yapmayı sürdürürken, yarıda bırakmaları istenmiş. Zeigarnik, en az bir saat gibi bir zaman geçtikten sonra, katılımcılardan, neyle uğraştıklarını tanımlamalarını istemiş. Araştırmanın sonunda, yaptıkları iş kesintiye uğrayanların, ne yaptıklarını çok daha iyi anımsadıklarını saptamış.
Kısa süreli bellek (anlık bellek), yeterlilik ve süre açısından sınırlıdır. Belirli bir bilgiyi belleğimizde tutabilmek için, o bilgiyi yeniden yeniden anımsamamız ya da kendimize anımsatmamız gerekir.
Sözgelimi, garsonlar servis yaptıkları masalarla ilgili olarak birçok ayrıntıyı anımsamak zorundadırlar. İnsanların, yemek için ne ısmarladıklarının yanı sıra, ne içmek istedikleriyle ilgili bütün bilgileri, bu kişiler yemeklerini bitirene dek belleklerinde tutmak durumundadırlar.
Ancak bu etki, belleği, yalnızca kısa süreli olarak etkilemez. Ulaşmak istediğimiz amaçlar gibi bitirilmemiş birtakım işler, oldukça uzun bir süre düşüncelerimizin arasına karışır.
Zeigarnik etkisi, belleğin nasıl çalıştığı ile ilgili olarak bize birçok bilgi verir. Bilgi bir kez algılanınca, çoğu kez, çok kısa bir süre için duyusal (duyumsal, algısal) bellekte saklanır. Biz, bu bilgiye ilgi gösterince, edinilen bilgi kısa süreli belleğe taşınır. Kısa süreli bilgilerin ve anıların birçoğu, oldukça kısa bir süre içinde unutulur; ancak etkin bir yineleme süreci sonrasında, bu bilgilerin bir kesimi uzun süreli belleğe taşınabilir.
Zeigarnik, belirli bir işin bitirilememesinin, arkada bilişsel bir gerginlik yarattığını ileri sürmüştür. Dolayısıyla, ilişkili bilginin, farkındalık düzeyinde kalabilmesi için daha çok zihinsel çaba gösterildiğini söylemiştir. Yapılan iş bir kez bitirilince de, zihin artık bu çabayı bırakır diye belirtmiştir.
Sağduyumuz, belirli bir amaca ulaşmanın en iyi yolunun işi bitirmek olduğunu söylüyor olabilir. Oysa Zeigarnik etkisi, yapılan işin arada kesintiye uğratılmasının, edinilen bilgiyi anımsamak için daha iyi bir yöntem olduğunu düşündürmektedir.
Bunun için, sözgelimi, bir sınava çalışıyorsanız, bütün çalışmanızı sınav öncesi bir güne ya da geceye sıkıştırmak yerine, bölümlere ayırarak çalışmanızda yarar vardır. Öğreneceğiniz bilgiyi dilimleyerek ya da bölümleyerek öğrenecek olursanız, bunları sınav gününde anımsama olasılığınız daha yüksek olur.
Önemli birtakım bilgileri akılda tutmakta güçlük çekiyorsanız, öğrenme sürecinde zaman zaman ara vermeniz, öğrenme sürecini geçici bir süre kesintiye uğratmanız yarar sağlayabilir. Sürekli yinelemektense, birkaç kez yineledikten sonra bir ara vermeniz işe yarayabilir. Başka bir işe odaklandığınız sırada, aklınızda tutmaya çalıştığınız bilgilerin çağrışım yaptığını göreceksiniz.
Erteleme alışkanlığının üstesinden gelmenin yollarından biri de Zeigarnik etkisinden yararlanmaktır. Yapmanız gereken belirli bir işi sürüncemede bıraktığınızı görüyorsanız, ne denli küçük bir adım olursa olsun, yine de küçük bir adım atın. Bir kez başlayınca, işi bitirmemiş bile olsanız, yapacağınız bu işi düşünüyor olacaksınız ve en sonunda yapacağınız işe yeniden başlayıp bitirdiğinizi göreceksiniz. Bir kezde bitiremeyebilirsiniz, ancak atacağınız her küçük adım, sizi sonuca daha çok yakınlaştıracaktır.
Sonuç olarak, bitirilmemiş, yarıda kalan işleri, bitirilmiş işlerden daha çok aklımızda tutma eğilimi gösteririz. Belirli bir konu üzerinde çalışırken, isteyerek ara verince, önemli ayrıntıları daha iyi anımsarız. Dolayısıyla yaptımız işlerde, bu etkiyi göz önünde bulundurarak bundan büyük yarar sağlayabiliriz.